20 Mayıs 2012 Pazar
Rulo Bebekler İle Duygularımız
Tuvalet kağıdı rulosu ile yapılan bu bebeklerin yüzleri hazırlanan basit bir düzenek ile değişebiliyor. Değişen yüzler ise mutlu, mutsuz, şaşkın…vs gibi duyguları ifade ediyor.
Hazırlanan düzenek basit ve kullanımı kolay. Çocukların çok seveceği, duygusal ve bilişsel açıdan onları destekleyen bu etkinliğin yapılış aşamaları A Little Learning For Two‘da.
Kağıt Mendil Kutusundan Dinazor Ayakları
Haftaya böyle eğlenceli bir etkinlikle başlamak istemeyen çocuk var mıdır? ;) Kağıt mendil kutusunun etrafını fon kartonu ile kaplayıp, beyaz kartondan tırnaklar yapıyorsunuz. Peçetenin çıkış yerini de bizim afacanların ayaklarını rahatça sokabileceği şekilde ayarlamayı unutmuyorsunuz. Sonra da kaçabildiğiniz kadar kaçıyorsunuz. Zira kendini dinozor zanneden çocuklar bazen sizi ufak çapta şiddete maruz bırakabiliyor. :) En iyi ihtimal biraz kovalanırsınız. ;)
Evde Kumdan Kaleler
Sadece iki malzeme ile yapılıyor. 5 kap un, 1 kap bebek yağı. Karıştırın ve oynayın! Sıkılabiliyor ve kolayca şekil verilebiliyor. Yazılanlara göre ipeksi kıvamıyla diğer oyun hamurlarına da rakip gibi… :)
Hazine Sandığı
Maceraperest çocukların hoşuna gidecek bir etkinlik… İçini bizim kuruyemişlerde satılan altın para görünümlü çikolatalardan ve bir iki ufak tefek süpriz de serpiştirirseniz, gerçeğini aratmaz hani diyorum. :) Madem hazine avcısı olacağız, iyice havaya girelim. ;)
Yapılışı resimlerle The İmagination Tree‘de.
Üç Boyutlu Gökkuşağı
Gökkuşağının Anadolu’da yaygın olarak kullanılan diğer adının “Alkım” olduğunu biliyor muydunuz? Bu sözcük alkımak (hoş görünmek, hoşa gitmek, hayır dua etmek) fiiliyle bağlantılıymış. Ne hoş öyle değil mi? :)
Etkinlikler İçin Bayraklı Etiketler
Resimde de gördüğünüz gibi bayrak şeklindeki bu etkiketler bardaklar için hazırlanmış. Ama bu sadece onlar için kullanabileceğimiz anlamına gelmiyor. :) Okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların çalışmalarına isim yazmak için de kullanılabilir.
Kalıbı How about orange‘da. Çıktısını alıp çocukların isimlerini toplu halde yazabilir ve kesim işleminden sonra minik bayrakları etkinliklere tutturabilirsiniz. Renkli ve hoş…
Çiçekli Duvar
Yaşadığımız şehire bahar gelmedi diye hayıflanmaktansa, yaşadığımız eve onu davet etmek en iyisi… Çiçekler yapay ama görüntü çok hoş. Hem çocuklarınıza çiçeklerin isimlerini öğretir, hem de doğanın bu muhteşem güzelliklerini fark etmesini sağlayabilirsiniz. Güne bu rengarenk görüntü ile başlamakta cabası…
Aranızda çiçeklere bakınca mutsuz olan var mı?
19 Mayıs 2012 Cumartesi
Dünya Maketi
Resimde görmüş olduğunuz dünya maketi parti dekoru olarak hazırlanmış. Resmi büyütüp incelerseniz, yine parti için hazırlanan şapkalarında dünya haritasından yapıldığını fark edeceksiniz.
Fen ve doğa köşeleri için güzel bir etkinlik olabilir. Yapılışı ise çok kolay. Balonu şişiriyorsunuz. Küçük parçalar halinde kopardığınız gazete kağıtlarını tutkalla balona yapıştırıyorsunuz. Ardından gazete ile kaplanan balonun mavi renge boyanması var. Son işlem de kendi çizdiğiniz yada internetten çıktısını aldığınız dünya haritasını kabaca kıtalar yada ülkeler olarak kesip balonun üzerine yapıştırıyorsunuz.
Kulak Çöpünden Tavşan
Biri büyük biri küçük iki tane yuvarlak köpük, kulaklı çubuklar, kulak ve ayaklar için tüylü çubuklar, burun ve kuyruk için ponponlar, yapıştırıcı ve oynayan gözler… Eğer malzemeleriniz hazırsa çocuğunuzla birlikte bu sevimli tavşanı yapmak için vakit kaybetmeyin.
Çocuklar İçin Meyveli Süpriz: Tavuskuşu
Gövdemiz armuttan, gagamız ve ayaklarımız havuçtan, tüylerimiz yeşil üzüm taneleri ve yaban mersinlerinden…
Yemeye kıyabilenler için… ;)
Yerimiz yok, alanımız dar ve eşyamız çok deyip çocuğunuzun odasına uygun bir çalışma masası bulamadıysanız, görseldeki ürün tam size göre… ;) Her ne kadar duvara monte edilmiş kara tahta gibi görünsede açılınca çok şirin bir çalışma masası oluyor.
Malzemeleri koymak için hazırlanan bölmeler ise fazlasıyla işlevsel…. :) İşin diğer bir güzel yanı ise bu ürünün hazır değil, el yapımı olması. Yani tanıdığınız bir marangoz yada bu işe yatkın birileri varsa yakınlarınız da, ölçülerini verip çocuğunuzun odasına ve tarzına uygun bir masayı kendiniz yaptırabilirsiniz.
Masa ile ilgili ayrıntılar ana-white.com‘da.
Kibrit Kutusundan Resimli Kolye Yapımı :))
Kibrit kutusu bundan daha güzel değerlendirilemezdi heralde… :) Kapalı hâli bile çok şirin.
Kutunun iç kısmını boyayıp dış kısmını desenli bir defter kabı ile kaplıyorsunuz. Elinizdeki malzemeler ile dış tasarımını yapıp, kurdele ile çocukların boyunlarına asıyorsunuz.
Balondan Meyve Yapımı
Ananaslar, muzlar, üzümler, armutlar… Nasıl da iştah açıcı duruyorlar öyle. :) Eğer sınıfınıza ya da çocuğuuzun odasına benzer bir süsleme yapmak isterseniz, ihtiyacımız olan malzemeler şunlar: Renkli balonlar, yeşil kartonlar, ip ve bant.
Balonlara biraz ellerinizle şekil verip, yapacağınız meyveye göre boyutunu ayarlıyorsunuz. Yapraklar ile ilgili ayrıntılar ise yeşil fon kartonlarından… Son olarak meyvelerimiz ipe asılıyor, zaten siz resimden anlamışsınızdır. ;)
Çocuğunuzla birlikte haftasonunuza renk katmak için yapabileceğiniz keyifli bir etkinlik… Bu şaşkın yılanların yapımına gelince, görünüşleri kadar eğlenceli olduğunu söyleyebilirim. :) Tuvalet kağıdı rulolarını boyayıp süslüyorsunuz. Ardından kesip, resimdeki gibi yaylı hâle getiriyorsunuz. Makasla kuyrukları ve çatal dilleri yapıyorsunuz. Son işlem olarakta oynayan gözlerin yapıştırılması var.
18 Mayıs 2012 Cuma
Okul Öncesi Eğitimle İlgili Eylem Ayrancı'nın Makalesi
Okul Öncesi Eğitimin Önemi
Çocukların, zihinsel, duygusal, sosyal, bedensel gelişiminin %70’i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır. Okulöncesi dönem alarak adlandırılan 0-6 yaş dönemi, çocuğun öğrenmesinin en yoğun olduğu, temel alışkanlıklarının, zihinsel yeteneklerinin en hızlı geliştiği ve biçimlendiği dönemdir. Bu süre içeri kazanılan davranış biçimleri, üm yaşam boyunca devam etmektedir. Beyin yapısı ve fonksiyonlarının gelişiminin üçte ikilik bölümü 0-4 yaş arasında tamamlanmaktadır. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyicidir. Yapılan çalışmalar okul öncesi eğitim alan çocuklarda okula devam oranlarının ve okul başarısının daha yüksek olduğunu göstermiştir.
Okul öncesi eğitim sosyal ve duygusal gelişimi destekleyerek, yetişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam olarak kullanmalarını sağlar.
Okulöncesi eğitim, insan gelişiminin en hızlı ve en duyarlı dönemini oluşturur. Yaşamın ilk yıllarında alınan eğitimin ve geçirilen deneyimlerin, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve gelecekteki başarı üzerinde de önemli etkileri vardır..
Okul Öncesi Eğitimin Çocuğa Sağladığı Yararlar
Duygusalolarak, kendi işlerini kendisi yapması, sorunları kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi sayesinde kendine güveni yükselir. Düşüncelerini dile getirebilme ve başkalarına iletebilme şansını elde eder. Özgüven bireyin kendisini yetenekli, önemli başarılı ve değerli biri olarak algılama derecesi olarak tanımlanabilir.
Fiziksel olarak kesme, yapıştırma, boyama, kalem kullanma gibi faaliyetlerin düzenli olarak yapılması sonucu ince motor becerileri gelişir Ayrıca koşma, zıplama, fırlatma, tırmanma gibi faaliyetlerle de kaba motor fonksiyonlarınıkullanır ve geliştirir.
Çocukların beslenme ve sağlık durumunda iyileşme görülür.
Zihinselolarak, nesneleri eşleştirme, sınıflandırma, ölçme, gözlem yapma ve fikirler üretme gibi matematik ve bilim becerilerini kazanır. Anaokuluna başlayan çocukların zeka puanlarında yükselme görülür. Kitapları incelemek, boyama ve çizimler yapmak, arkadaşlarına mektup yazmak gibi faaliyetler de dikkat ve konsantrasyonun artmasına ve erken okuma ve yazma yetileriningelişmesine yardımcı olur.
Dikkat eksikliği sorunu ve öğrenme güçlüğü olan çocukların erken farkedilmesi ve okula başlamadan gerekli önlemlerin alınmasını sağlar.
Sosyal olarak, çocuklar oyuncakları paylaşmanın yanında yetişkinin ilgisini, yiyecekleri paylaşmayı ve karşılıklı konuşmayı öğrenirler. Ayrıca yaşıtlarıyla çatışmaları ve ilişkilerde ortaya çıkan sorunları çözümlemeyi ve kendini nasıl ve ne zaman koruyacağını ve diğer çocukların hakkına saygı göstermeyi de öğrenirler. Bütün bunlar çocuğun ileriki yaşamında ortaya çıkan tüm sorunları çözmesine yardımcı olacak problem çözme becerilerinin artmasını sağlar.
Yemek, uyku, tuvalet gibi özbakım becerilerinikazanmak, anne-babadan ayrı kalmak duygusal gelişimine katkıda bulunarak kendine güvenini artırır.
Ebeveyn-çocuk arasında daha güçlü ve olumlu bir ilişki oluşmasını sağlar.
Yetişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam olarak kullanmalarını sağlar.
Canlandırma, taklit ve hayali oyunlar sayesinde hayal gücü gelişir. Arkadaşları ve öğretmenleri ile konuşmak dil becerilerini geliştirir.
Anaokulu çocuğun yaratıcı yönlerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkarmak açısından da önem taşır.
Bir okul öncesi kurumda belirli zaman dilimi içinde bir sıra düzen izleyen faaliyetler, çocuğun zaman kavramını ve bunun insan yaşamındaki yerini ve önemini öğrenmesine yardımcı olur.
Okul öncesi kurum, öğretmenin denetim ve uyarıları ile çocuklara okludaki eşyaları ve oyuncakları ortaklaşa kullanmayı birbirlerinin sırasını ve hakkını gözetmeyi ve birbirleri için bir şeyler yapabilmayi öğretecek en iyi ortamlardan biridir.
Yemek sırasında arkadaşlarına ekmek servisi yapmanın onların bardaklarına su doldurabilmenin çocuk için zevkli bir uğraş olduğu kadar gelecekteki kuracağı insan ilişkileri için de olumlu bir temel oluşturacağı kuşkusuzdur.
Çocuklar evde yapamadıkları birçok faaliyeti anaokulunda gerçekleştirirken, arkadaşalrı ile konuşarak obların düşüncelerinden haberdar olurlar. kendi görüşlerini ve düşüncelerini rahatça ifade edebilirler. Hatta oynadıkları oyunlarda, gerek evde gerekse okulda yakınları ve arkadaşlarına karşı duygularını ifade etmek fırsatını bularak rahatlarlar.
Tüm bunlar da okula hazır olması ve okul başarısı açısından önem taşır.
Bu nedenlerden dolayı, okul öncesi dönemi çocuğu, annenin çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın anaokuluna başlatılmalıdır.
Okul Öncesi Eğitimine Başlamak İçin En Uygun Yaş Nedir?
Çocuğun dış dünya ile ve okul öncesi eğitim kurumlarıyla tanışma yaşının mümkün olduğu kadar erken olması ilkokula ve yaşama hazırlık için oldukça önemlidir. Ama uzmanlar arasında da anaokuluna başlama yaşı konusunda bir fikir uyuşmazlığı vardır. Kimi uzmanlara göre bu yaş 2-3 yaş iken kimi uzmanlara göre ise 3-4 yaşlarıdır.
Anaokuluna başlatmak için çocuğun gelişim düzeyine bakmak gerekir. Hazır olma yaşı her çocuk için aynı olmamakla birlikte çocuğun anneden ayrı kalmaya alışık olması, ihtiyaçlarını konuşarak veya başka biçimlerde ifade edebilmesi, tuvalet eğitimini kazanmış olması, günlük temizlik alışkanlığını kazanmış olması, basit komutları izleyebilmesi, yürüme ve koşma gibi kaba motor fonksiyonları gelişmiş olması gerekir. Ancak bu sayede çocuk okul ortamına uyum sağlayıp, keyif alabilir, paylaşımda bulunabilir. Çocuk 2 yaşını yeni doldurmasına rağmen bu becerileri kazanmış olabilir yada çocuğun yaşı 4 olmasına rağmen bu becerileri kazanmamış olabilir. Bu anlamda o zaman her aile kendi çocuğunun kapasitesini iyi değerlendirmeli ve ona göre anaokuluna başlama yaşını belirlemelidir. O zaman genel olarak ana okuluna başlama yaşının 2-4 yaş arası olduğunu söyleyebiliriz.
Öneriler
1- Çocuk 3 yaşına geldiğinde sağlıklı eğitim ve gelişimi için bir kurumda okul öncesi eğitim programından yararlanmaya başlamalıdır. Bu eğitime çocuğun bireysel özelliklerine göre, yarım günle başlanabilir. 4-5 yaşlarında tüm güne geçebilir.
2- Okul öncesi eğitim kurumu, çocuk için ailesinden ilk ayrılış olacağı için kuruma alışmakta zorlanabilir. Burada önemli olan çocuğun belli zamanda annesi tarafından ziyaret edileceği ve belli saatte servisi tarafından alınacağı konusunda oluşturulacak güvendir. Bu güvenin oluşturulması için gerektiğinde anneye kademeli uzaklaştırma uygulanabilir. Örneğin birinci mutfakta bekleme, ikinci gün bahçede bekleme, üçüncü gün sadece öğlen yemeğinde görüşme gibi.
3- Çocuğun kurum ortamına alışabilmesi için, aile üyelerinin tümü kararlı olmalı, bu konuda çocuğa ödün vermemelidir. Çünkü anne babasının bu konudaki çelişkili tutumu, gelecekteki okul fobisinin nedeni olabilir. Anne yada büyükanneden gelebilecek bugünlük gitme olu düşüncesini çocuk kullanabilir ve kuralları olan bir kurum yerine kuralları olamayan yada kolay olan aileyi yeğleyebilir. Bu nedenle çocuğun ana okuluna başlamasında zamanlama doğru yapılmalı, alınan karar uygulanmalıdır. Annenin sabahları kurumdan ayrılmasının ardından çocuk sınıfa uyum sağlamışsa okula devamına ısrar edilmeli, tersine çocuğun ağlaması halinde bir uzman görüşüne başvurulmalıdır.
4- Okul öncesi eğitim kurumu, ister çocuk evi olsun, ister anaokulu olsun, çocuğu barındıran değil, eğiten bir kurum olmalıdır. Amaç annenin yokluğunda zamanı geçirmek değil, çocuğun okul öncesi eğitim programından yararlanmasını sağlamaktır. Bu nedenle anne babalar okul seçiminde titiz davranmalı ve kurumun programını, öğretmenini, fiziki koşullarını inceleyerek karar vermelidir.
‘’ Yünlerin beyazlığına boyalarla verilen renk silinmez. Bu yüzden çocuğun ilk yıllarında, henüz tam bir biçim olmamış olan zihnine verilecek bilgilerin ve örnek olacağı kişilerin özenle seçilmesi gerekir.’’
Quintilianus
Psikolog Eylem Ayrancı
Çocukların, zihinsel, duygusal, sosyal, bedensel gelişiminin %70’i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır. Okulöncesi dönem alarak adlandırılan 0-6 yaş dönemi, çocuğun öğrenmesinin en yoğun olduğu, temel alışkanlıklarının, zihinsel yeteneklerinin en hızlı geliştiği ve biçimlendiği dönemdir. Bu süre içeri kazanılan davranış biçimleri, üm yaşam boyunca devam etmektedir. Beyin yapısı ve fonksiyonlarının gelişiminin üçte ikilik bölümü 0-4 yaş arasında tamamlanmaktadır. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin çalışma biçimi için belirleyicidir. Yapılan çalışmalar okul öncesi eğitim alan çocuklarda okula devam oranlarının ve okul başarısının daha yüksek olduğunu göstermiştir.
Okul öncesi eğitim sosyal ve duygusal gelişimi destekleyerek, yetişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam olarak kullanmalarını sağlar.
Okulöncesi eğitim, insan gelişiminin en hızlı ve en duyarlı dönemini oluşturur. Yaşamın ilk yıllarında alınan eğitimin ve geçirilen deneyimlerin, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve gelecekteki başarı üzerinde de önemli etkileri vardır..
Okul Öncesi Eğitimin Çocuğa Sağladığı Yararlar
Duygusalolarak, kendi işlerini kendisi yapması, sorunları kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi sayesinde kendine güveni yükselir. Düşüncelerini dile getirebilme ve başkalarına iletebilme şansını elde eder. Özgüven bireyin kendisini yetenekli, önemli başarılı ve değerli biri olarak algılama derecesi olarak tanımlanabilir.
Fiziksel olarak kesme, yapıştırma, boyama, kalem kullanma gibi faaliyetlerin düzenli olarak yapılması sonucu ince motor becerileri gelişir Ayrıca koşma, zıplama, fırlatma, tırmanma gibi faaliyetlerle de kaba motor fonksiyonlarınıkullanır ve geliştirir.
Çocukların beslenme ve sağlık durumunda iyileşme görülür.
Zihinselolarak, nesneleri eşleştirme, sınıflandırma, ölçme, gözlem yapma ve fikirler üretme gibi matematik ve bilim becerilerini kazanır. Anaokuluna başlayan çocukların zeka puanlarında yükselme görülür. Kitapları incelemek, boyama ve çizimler yapmak, arkadaşlarına mektup yazmak gibi faaliyetler de dikkat ve konsantrasyonun artmasına ve erken okuma ve yazma yetileriningelişmesine yardımcı olur.
Dikkat eksikliği sorunu ve öğrenme güçlüğü olan çocukların erken farkedilmesi ve okula başlamadan gerekli önlemlerin alınmasını sağlar.
Sosyal olarak, çocuklar oyuncakları paylaşmanın yanında yetişkinin ilgisini, yiyecekleri paylaşmayı ve karşılıklı konuşmayı öğrenirler. Ayrıca yaşıtlarıyla çatışmaları ve ilişkilerde ortaya çıkan sorunları çözümlemeyi ve kendini nasıl ve ne zaman koruyacağını ve diğer çocukların hakkına saygı göstermeyi de öğrenirler. Bütün bunlar çocuğun ileriki yaşamında ortaya çıkan tüm sorunları çözmesine yardımcı olacak problem çözme becerilerinin artmasını sağlar.
Yemek, uyku, tuvalet gibi özbakım becerilerinikazanmak, anne-babadan ayrı kalmak duygusal gelişimine katkıda bulunarak kendine güvenini artırır.
Ebeveyn-çocuk arasında daha güçlü ve olumlu bir ilişki oluşmasını sağlar.
Yetişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam olarak kullanmalarını sağlar.
Canlandırma, taklit ve hayali oyunlar sayesinde hayal gücü gelişir. Arkadaşları ve öğretmenleri ile konuşmak dil becerilerini geliştirir.
Anaokulu çocuğun yaratıcı yönlerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkarmak açısından da önem taşır.
Bir okul öncesi kurumda belirli zaman dilimi içinde bir sıra düzen izleyen faaliyetler, çocuğun zaman kavramını ve bunun insan yaşamındaki yerini ve önemini öğrenmesine yardımcı olur.
Okul öncesi kurum, öğretmenin denetim ve uyarıları ile çocuklara okludaki eşyaları ve oyuncakları ortaklaşa kullanmayı birbirlerinin sırasını ve hakkını gözetmeyi ve birbirleri için bir şeyler yapabilmayi öğretecek en iyi ortamlardan biridir.
Yemek sırasında arkadaşlarına ekmek servisi yapmanın onların bardaklarına su doldurabilmenin çocuk için zevkli bir uğraş olduğu kadar gelecekteki kuracağı insan ilişkileri için de olumlu bir temel oluşturacağı kuşkusuzdur.
Çocuklar evde yapamadıkları birçok faaliyeti anaokulunda gerçekleştirirken, arkadaşalrı ile konuşarak obların düşüncelerinden haberdar olurlar. kendi görüşlerini ve düşüncelerini rahatça ifade edebilirler. Hatta oynadıkları oyunlarda, gerek evde gerekse okulda yakınları ve arkadaşlarına karşı duygularını ifade etmek fırsatını bularak rahatlarlar.
Tüm bunlar da okula hazır olması ve okul başarısı açısından önem taşır.
Bu nedenlerden dolayı, okul öncesi dönemi çocuğu, annenin çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın anaokuluna başlatılmalıdır.
Okul Öncesi Eğitimine Başlamak İçin En Uygun Yaş Nedir?
Çocuğun dış dünya ile ve okul öncesi eğitim kurumlarıyla tanışma yaşının mümkün olduğu kadar erken olması ilkokula ve yaşama hazırlık için oldukça önemlidir. Ama uzmanlar arasında da anaokuluna başlama yaşı konusunda bir fikir uyuşmazlığı vardır. Kimi uzmanlara göre bu yaş 2-3 yaş iken kimi uzmanlara göre ise 3-4 yaşlarıdır.
Anaokuluna başlatmak için çocuğun gelişim düzeyine bakmak gerekir. Hazır olma yaşı her çocuk için aynı olmamakla birlikte çocuğun anneden ayrı kalmaya alışık olması, ihtiyaçlarını konuşarak veya başka biçimlerde ifade edebilmesi, tuvalet eğitimini kazanmış olması, günlük temizlik alışkanlığını kazanmış olması, basit komutları izleyebilmesi, yürüme ve koşma gibi kaba motor fonksiyonları gelişmiş olması gerekir. Ancak bu sayede çocuk okul ortamına uyum sağlayıp, keyif alabilir, paylaşımda bulunabilir. Çocuk 2 yaşını yeni doldurmasına rağmen bu becerileri kazanmış olabilir yada çocuğun yaşı 4 olmasına rağmen bu becerileri kazanmamış olabilir. Bu anlamda o zaman her aile kendi çocuğunun kapasitesini iyi değerlendirmeli ve ona göre anaokuluna başlama yaşını belirlemelidir. O zaman genel olarak ana okuluna başlama yaşının 2-4 yaş arası olduğunu söyleyebiliriz.
Öneriler
1- Çocuk 3 yaşına geldiğinde sağlıklı eğitim ve gelişimi için bir kurumda okul öncesi eğitim programından yararlanmaya başlamalıdır. Bu eğitime çocuğun bireysel özelliklerine göre, yarım günle başlanabilir. 4-5 yaşlarında tüm güne geçebilir.
2- Okul öncesi eğitim kurumu, çocuk için ailesinden ilk ayrılış olacağı için kuruma alışmakta zorlanabilir. Burada önemli olan çocuğun belli zamanda annesi tarafından ziyaret edileceği ve belli saatte servisi tarafından alınacağı konusunda oluşturulacak güvendir. Bu güvenin oluşturulması için gerektiğinde anneye kademeli uzaklaştırma uygulanabilir. Örneğin birinci mutfakta bekleme, ikinci gün bahçede bekleme, üçüncü gün sadece öğlen yemeğinde görüşme gibi.
3- Çocuğun kurum ortamına alışabilmesi için, aile üyelerinin tümü kararlı olmalı, bu konuda çocuğa ödün vermemelidir. Çünkü anne babasının bu konudaki çelişkili tutumu, gelecekteki okul fobisinin nedeni olabilir. Anne yada büyükanneden gelebilecek bugünlük gitme olu düşüncesini çocuk kullanabilir ve kuralları olan bir kurum yerine kuralları olamayan yada kolay olan aileyi yeğleyebilir. Bu nedenle çocuğun ana okuluna başlamasında zamanlama doğru yapılmalı, alınan karar uygulanmalıdır. Annenin sabahları kurumdan ayrılmasının ardından çocuk sınıfa uyum sağlamışsa okula devamına ısrar edilmeli, tersine çocuğun ağlaması halinde bir uzman görüşüne başvurulmalıdır.
4- Okul öncesi eğitim kurumu, ister çocuk evi olsun, ister anaokulu olsun, çocuğu barındıran değil, eğiten bir kurum olmalıdır. Amaç annenin yokluğunda zamanı geçirmek değil, çocuğun okul öncesi eğitim programından yararlanmasını sağlamaktır. Bu nedenle anne babalar okul seçiminde titiz davranmalı ve kurumun programını, öğretmenini, fiziki koşullarını inceleyerek karar vermelidir.
‘’ Yünlerin beyazlığına boyalarla verilen renk silinmez. Bu yüzden çocuğun ilk yıllarında, henüz tam bir biçim olmamış olan zihnine verilecek bilgilerin ve örnek olacağı kişilerin özenle seçilmesi gerekir.’’
Quintilianus
Psikolog Eylem Ayrancı
Okul Öncesi Eğitimin Önemi
Sağladığı Başarı
Erken Çocukluk Eğitimi Alan Çocuklar:
- İlköğrenime hazır başlıyorlar ve okulda daha başarılı oluyorlar.
- Kendilerine güvenleri artıyor.
- Zihinsel/bilişsel yetenekleri ve fiziksel sağlıkları gelişiyor.
- Çevreleriyle ve akranlarıyla iletişim yetenekleri güçleniyor.
- Saldırganlık ve şiddet eğilimleri azalıyor.
- Daha yaratıcı ve sorun çözücü oluyorlar.
Öğrenme motivasyonları yüksekliyor.
Faydaları
Çocuklar, bilişsel, fiziksel ve sosyal açıdan 6 yaşına kadar gelişimlerini büyük ölçüde tamamlamış oluyorlar. Bu dönemde, kendilerini bekleyen uzun okul hayatına en iyi şekilde hazırlanabilmeleri için okul öncesi eğitim kurumlarından alacakları destek büyük önem taşıyor.
Toplumsal Katkısı
Okul öncesi eğitim, cinsiyete bağlı eşitsizlikleri gidermeyi çeşitli şekillerde sağlar. Okul öncesi eğitim ile:
- Çocuklar, yaşama daha eşit bir şekilde başlama şansına sahip olur.
- Anne babaların kız çocuklarının daha uzun süre okula devam edebilmeleri için gerekli yeteneklere sahip olduklarını fark etmelerine yardımcı olur.
- Kız ve erkek çocukların ilköğretime eşit şartlarda başlangıç yapmalarını sağlar.
Anne babalar, kız çocuklarının erkek çocuklar gibi öğrenme yetenekleri olduğunu fark ettiklerinde, kız çocukları için eğitimin değerini daha iyi anlayabilirler.
0-6 Yaşın Önemi
- Hayatın ilk 5 yılında beyinde her saniyede 700 yeni nöron bağlantısı oluşuyor.
- 18. ayda kelime bilgisinde farklılıklar ortaya çıkıyor.
- 6 ya da 7 olumsuz davranışa birden maruz kalan çocuklar %90-%100 oranında gelişim riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
- Çocukluğunda 7-8 ciddi olumsuz deneyim yaşayanların kalp hastalıklara yakalanma olasılıkları 3 kat daha fazla oluyor.
- Erken çocukluk eğitim yatırımlarının ekonomik açıdan %60-%80 oranında karlı olduğu görülüyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)